3 Ocak 2008 Perşembe

Bu Altınlar ne ile çıkarılır ? UĞUR KEPÇE İLE

TÜRKİYE’NİN ALTIN HARİTASI
Türkiye’de Altın madenlerinin varlığı konusunda araştırmalarını yıllardan beri sürdüren bazı Bilim adamlarımızın, yaptıkları çalışmalar ülkemizin yüzünü güldürecek sonuçlar verince, MTA’nın ve 1980’li yıllardan beri Türkiye’de araştırmalar yapan yabancı maden şirketlerinin verilerini birleştirdik. Aylarca süren çalışmalarımız neticesinde, Türkiye’nin yok denilen Altın madenlerini ve tespit edilen rezervlerinin zenginliği karşısında şaşkınlığa düştük. Ekonomik darboğazdan çıkmak için şu an atılacak ilk adımın bu yatakların işletilerek ekonomiye kazandırılması bir çok insanımıza iş olanağı ve ülkemize de önemli döviz girdisi sağlayacaktır. Bu düşünceler doğrultusunda, Kuvayi Milliye Eylemcileri Türkiye’nin Altın Haritasını hazırladı. 1987 yılında İTÜ’deki Bilim Adamlarının hazırladığı bazı bölgelerdeki Altın yatakları ve rezerv durumlarının değerlendirildiği araştırma raporunu göre; Anadolu’da en büyük Altın rezervlerinin,Toros sıradağları içinde yer alan Bolkar dağı ile Erzurum’daki Narman-Karadağ cevher kompleksinde olduğu saptanmış. Topraklarımızda bulunan Altının çıkarılması , değerlendirilmesi ve zenginleştirilmesi için bir araştırma merkezinin kurulması da istenen bu raporu, 1988 – 1990 yılları arasında zamanın ilgili Başbakanı ve Bakanları ile Maden Dairesi Genel Müdürlüğü’ndeki yetkililere de sunulan bu raporda özetle şu verilere ulaşılmış. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere sahne olan Anadolu’da pek çok Altın eser bulunduğunu, bunun da topraklarımızda bol Altın olduğunun göstergesi olarak algıladıklarını araştırmalara bu noktadan hareket ederek başladıklarını belirten bilim adamları;Türkiye’deki Altın yataklarını ''Plaser tipi cevherler , Serbest Altın içeren cevherler , Sülfürlü minerallere bağlı cevherler ve Refrakter cevherler'' diye sınıflandırmışlar. Plaser tipi Altın cevherlerinin genellikle Manisa’nın Salihli ilçesi ile Hatay’ın Akıllı Çayı ve İstanbul’a çok yakın olan İğneada’nın kumlarında bulunduğu saptanmış. Bu tür Altın cevherlerinin işlenmesinin kolay olduğu belirtilen raporda Hatay Kızıldağ’daki Altının mobilize olarak Akıllı Çayı ve Asi Nehri’nin sularına karıştığı belirtilmiş. Türkiye’de işlenmesi en kolay Altın cevherlerinin başında gelen Serbest cevherlerin Bolkar Dağında yer aldığına işaret edilen araştırmada , Bolkarların Altınından Hititlerin de istifade ettiği görüşüne de yer verilerek, Bolkarlar’da 354 bin 800 tonluk bir cevher alanı içinde bulunan Altının tonda 9 gram gibi çok yüksek verimlilikte olduğunun altı çizilmiş. Bu arada Bolkar rezervinin yaklaşık % 75’ini oluşturan Yeşelli Mağarası’ndan alınan numunelerin ise tonda 14.5 grama kadar yükselen zenginlikte olduğu tespit edilmiş. Araştırmalar sonucu Çanakkale’nin Madendağ , Kartaldağ yöresi , Serçeler Terziler sahaları arasında yapılan incelemelerde Kuvars damarları içinde de zengin Altın cevheri bulunurken, Bilecik- Söğüt arasında uzanan Krom cevherleri içinde de ‘’Sarsma masa teknolojisi ‘’ ile Altın elde edilebileceğine dikkat çekilmiş. Öte yandan Erzurum yöresinde Narman – Karadağ kompleksi içinde açılan galerilerde en verimli damarlara rastlanmış ve tonda 25 gram gibi dünya ölçülerine göre yüksek sayılabilecek Altın tenörü tespit edilmiş. Bakır sülfüre bağlı Altın içeren cevherlerin Rize – Çayeli , Ergani , Artvin , Yusufeli ve Esendere’de yaygın olduğu, Kastamonu Küre’de bakırlı pirit yatağında Altın olduğu saptanarak, Bakibaba , Aşıköy yataklarında da Dünya ortalaması olan tonda 2.5 gram Altın veren rezervlere rastlanmış. Bu araştırma raporunun, Başbakan, Bakanlar ve yetkililer tarafından nasıl değerlendirildiğinin sonucunu hiç kimse bilmiyor!...

Hiç yorum yok: